EĞİTİM BİR SEN 43. BAŞKANLAR TOPLANTISI
Eğitim-Bir-Sen 43. Başkanlar Kurulu toplantısı, Memur-Sen Genel Merkezi Konferans Salonu’nda yapıldı. Genel Başkan Ali Yalçın’ın açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda, Eğitim Bir Sen Amasya Şube Başkanı Kerem CAMCI söz alarak; “Eğitim gündemine ve sendikal çalışmalara ilişkin değerlendirme yaparak, eğitim çalışanlarının karşılaştığı sıkıntıların, çözüm bekleyen sorunlar hakkında konuşma yaptı.”
Konuşmaların ardından başkanlar kurulunda, aşağıdaki maddelerin kamuoyuyla paylaşılmasına karar verildi:
“-31 Mart 2019 tarihinde gerçekleştirilen mahalli idareler seçimleri milletimizin hukuka bağlılığını, siyasete güvenini ve demokrasiye verdiği önemi bir kez daha tescillemiştir. Demokratik sürecin milletin lehine işlemesi adına seçim sonuçlarının siyasi taraflar başta olmak üzere, toplumun tüm kesimlerince uzlaşma ve müzakere kavramları merkeze alınarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Seçim sonuçları, yerel politikaların belirlenmesinde toplumun bütün kesimlerinin muhatap alındığı, taleplere duyarsız kalınmadığı, sorunların tespitinin ve çözümlerinin ortaya konulmasının uzlaşma zemininde ele alınması gerekliliğine işaret etmektedir.
-Küresel güç olduğu iddiasındaki emperyalist yönetimlerce Kudüs, Golan Tepeleri, Venezuela, Doğu Türkistan, Suriye, Sudan, Yemen örneklerinde tezahür eden insan haklarının ayaklar altına alınmasını; büyük mücadeleler ve acılar pahasına elde edilmiş uluslararası hukuk düzeninin yok sayılmasını, saldırgan devletlerin, hukuk ve hak tanımazların, demokrasiyi kendi çıkarlarına keyfî yorumlayanların cezalandırılması yerine ödüllendirilmesini şiddetle kınıyoruz. İnsan haklarının dokunulmazlığına ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir uluslararası düzen yeniden tesis edilmelidir.
-Daha önce bazı ülkelerde yaşanan, son olarak Yeni Zelanda’da Cuma günü camilere yapılan vahşi bir saldırı sonucunda 50 kardeşimizin şehadeti, birçok kardeşimizin yaralanmasıyla bir defa daha gündeme gelen İslam karşıtlığını ve Müslüman düşmanlığını lanetliyoruz.
-Ülkemiz dâhil pek çok ülkenin maruz kaldığı küresel ve kitlesel göç sorununun, Batı’nın emperyalist ve sömürüye dayalı ikiyüzlü politikalarının sonucu oluşan iç savaş, insan hakları ihlalleri, ekonomik krizler, yoksulluk ve açlığın tezahürü olduğunun bilincindeyiz. Mazlumun ve mağdurun yanında olmanın medeniyet değerlerimizin temelinde yer aldığı gerçeğinden hareketle, insan ve Müslüman olmanın gereğini milletçe yerine getirmeye çalışıyoruz. Sendika olarak, şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da tüm mazlum ve mağdurlar için, acının ve gözyaşının renginin aynı olduğu şuuruyla çaba göstermeye devam edeceğiz.
-Anlayışın, insani değerlerin ve insana saygının itibar kaybettiği bir dünyada, şiddetin korkutucu boyutlarda artarak genel bir ifade ve ilişki biçimine dönüştüğü bir ortamda eğitimciler, şiddetin en büyük mağduru olmaya devam etmektedir. Başta Millî Eğitim Bakanlığı olmak üzere, bütün eğitim camiası, siyasiler, mülki idareler, aydınlar, gazeteciler ve aileler bu konuda büyük bir aile olduğumuz şuuru ve duyarlılığı ile sorumlu davranmalı; caydırıcı ve toplumu şiddetten uzaklaştıran hukuki ve idari tedbirler bir an evvel ele alınmalıdır.
-Eğitim çalışanları için toplu sözleşme masasına taşıyacağımız tekliflerin, mali hakların iyileştirilmesinin yanı sıra, ülkemiz eğitim sisteminin kalitesini ve sürdürülebilirliğini
artıracak mahiyette olduğunun bilinmesini istiyoruz. Bu nedenle, toplu sözleşme sürecinin, ‘bütçe disiplini’ ve ‘mali yeterlilik’ esareti altına alınmadan, tekliflerimizin maliyetinden ziyade mahiyetinin konuşulduğu bir anlayışla sonuçlandırılması gerektiğini ifade ediyor; kamu işvereni sıfatıyla toplu sözleşme masasına teklif sunacak olan siyasi iradenin, toplu sözleşmeyi refahın adil paylaşımı için fırsat olarak gördüğünü ispatlayacak bir anlayış ve içerikle hareket etmesini bekliyoruz.” maddeleri kamuoyuna sunuldu.