DEKAN KÖKSAL; ‘KİTAPLARA VERİLEN PARA İSRAF OLMAZ.’
Mart ayının son haftasında kutlanan Kütüphaneler Haftası kapsamında Amasya Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı öncülüğünde birçok etkinlik düzenleniyor. Bu yıl 55’inci yıl dönümünü kutladığımız Kütüphaneler Haftası etkinlikleri kapsamında ilk program ‘Meşhur Kitap ve Kütüphane Meraklıları’ başlıklı konferansla başladı. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı M. Fatih Köksal’ın konuşmacı olarak katıldığı program İpekköy Yerleşkesi konferans salonunda gerçekleştirildi.
Kitap biriktirmenin insanlık mirasına en büyük katkılardan biri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Köksal; konferansında hayatını kitap biriktirmeye adamış dört büyük kültür insanından bahsetti.
Ali Emiri Efendi, İbnülemin Mahmut Kemal İnal, Fahri Bilge ve Seyfettin Özege’nin kitaplarla olan ilişkilerini anlatan Köksal; Ali Emiri Efendi’nin 1857 yılında Diyarbakır’da doğduğunu, okumuş bir insan olduğunu ve devletin değişik kademelerinde uzun yıllar çalıştığını kaydetti.
Ali Emiri Efendi’nin 11. yy’ da Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılan Divanü Lugati’t-Türk’ü bularak Türk edebiyatına kazandıran kişi olduğunu belirten Köksal; ”Divan-ı Lugati’t-Türk gibi bir eserin varlığından eski kaynaklar söz ediyor. Fakat böyle bir eserin ismi var cismi yok. Bir gün bir sahaf Ali Mir Efendi’ye elinde eski bir el yazması kitap olduğunu söylüyor. Ali Mir Efendi kitabın bir iki sayfasına bakar bakmaz anlıyor; bu eserin Divan-ı Lugati’t-Türk olduğunu. Sahaf kitap karşılığında otuz altın istiyor; Ali Mir Efendi bor harç bulup buluşturarak kitabı satın alıyor. Hemşerisi Ziya Gökalp ve Rıfat Bilge’ye haber veriyor. Derken devletin bu işten haberi oluyor ve sözlüğün basımına karar veriliyor. Eser, Rıfat Bilge’nin kontrolünde basılıyor, çoğaltılıyor ve bu kitabın Türkiye’de kalmasını sağlıyor. Daha sonra da Ali Emiri Efendi bu kitapla birlikte tüm kitaplarını Türk milletine bağışlıyor. Bugün Ali Emiri Efendi’nin kitapları İstanbul’da bulunan Millet Yazma Eser Kütüphanesindedir.” dedi.
Prof. Dr. Köksal; 1870 yılında doğmuş Edebiyatçı, Bilim ve Sanat Tarihçisi, Bibliyograf İbnülemin Mahmut Kemal İnal’ın kitaplarla ilişkisini seyirciyle paylaştı. İbnülemin Mahmut Kemal İnal’ın Osmanlı Devleti’ne otuz üç yıl boyunca çeşitli görevlerde hizmet ettiğini söyleyen Köksal; topladığı 15 bin civarındaki el yazması eserlerin ise günümüzde İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesinin en zengin koleksiyonları arasında bulunduğunu ifade etti.
1890 yılında Bolu’da doğan ve Ziraat Bankasında müdür olarak çalışan bir başka kitap aşığı Fahri Bilge’ye de sunumunda yer veren Köksal; Fahri Bilge’nin de hayatı boyunca binlerce el yazması kitap topladığını ölümünden sonra kitaplarının büyük bir kısmının Milli Kütüphane tarafından alındığını geri kalanlarının ise yurtdışına çıkarıldığını söyledi.
Atatürk Üniversitesi Kütüphanesine ismini veren Seyfettin Özege’den de bahseden Köksal; Özege’nin diğer kitap koleksiyonerlerinden farklı olarak el yazması değil de basma eserleri biriktirdiğini, hazırladığı dört ciltlik Eski Harflerle Basılmış Türkçe Eserler Kataloğu’nun paha biçilmez değerde olduğunu söyledi. Özege’nin bu kataloğa kaydettiği tüm kitapları yurtdışında bile olsa gidip görüp inceleyip kaydettiğini söyleyen Köksal, katalogda 25 bin civarında eser bulunduğunu ifade etti.
Özege’nin bu tutumunun günümüz bilim insanlarına da örnek olmasını isteyen Köksal ”Bunlar çok büyük hizmetler, bu insanlar bu kitapları toplamasalardı biz; makaleleri, kitapları, araştırmaları yapamazdık. Her bir kitap değerdir, kıymettir, hele hele el yazmasıysa daha da kıymetlidir. Bazen kitapların başına nahoş şeyler geliyor, yurt dışına çıkarılıyor, özellikle el yazması kitapları ve eski matbu Osmanlıca kitapları muhafaza etmek, bunların Türkiye’deki kütüphanelere kalmasını sağlamak çok önemli. Tek bir şeye verilen para israf olmaz, o da kitaplara verilen paradır.” cümleleriyle sunumunu noktaladı.
Gençlerden gelen soruları da cevaplandıran Prof. Dr. Köksal’a çiçek ve fidan dikme sertifikası da takdim edildi.