İYİ PARTİ VE GELECEK PARTİSİ AMASYA İL BAŞKANLIĞNDAN ORTAK BASIN AÇILMASI
Bilindiği gibi geçtiğimiz günlerde Gelecek partisi Genel Başkan yardımcısı Sayın Selçuk Özdağ,Yeni çağ gazetesi Ankara temsilcisi Orhan Uğurlu, televizyon proğramcısı Afşin hatipoğlu’ na peş peşe saldırılar oldu. Bu saldırıları kişilere yapılmış bir saldırı olarak görmüyoruz.
saldırılar,Siyaset kurumuna yapılmıştır.
Bu saldıralar Türk basınına yapılmıştır.
Bu saldırılar Türk demokrasisine yapılmıştır.
Demokrasinin en asli unsurlarından birisi siyasi partiler ve Özgür basındır. Bir Ülkede siyasilerin can güvenliği olmaz ise bir ülkede gazeteci özgür haberini yapamaz ise köşe yazarları düşüncelerini yazamaz ise demokrasinin işlerliğinden bahsedilemez hukukun üstünlüğü sağlanamaz. Bugün siyasete ve basına yapılan bu son saldırılarda da maalesef iktidar sınavını verememiştir. Tıpkı bundan öncekilerde olduğu gibi. Malum olduğu üzere daha öncede özellikle yeni çağ gazetesine ve yazarlarına karşı sistemli saldırılar oldu. Yine aynı şekilde İyi parti genel Başkanı sayın Meral Akşener’in evi basıldı. Sayın Kılıçtaroğlu’na linç girişimi yapıldı. Bunların hiç birisinde saldırganlar gerekli cezayı almadılar. Tamda bundan cesaretle yine birileri bu son saldırıları yaptılar. Ve yine bu saldırganlar on gündür yakalanmadı. Yakalananlarda salıverildiler.
Buradan uyarıyoruz sayın içişleri bakanının bu olayın aydınlatılmasında izlediği yol tehlikeli ve ülkemizde insan hakları konusunda endişe vericidir. Orhan Uğurlu’ya 3 kişi Sayın Selçuk Özdağ’ a 5 kişi saldırıyor. İç işleri bakanı çıkmış bu bireysel tepkidir diyor. Bu nasıl oluyor sayın Bakan daha saldırganlar yakalanmadan olay aydınlatılmadan elinizdeki hangi delillerle böyle bir açıklamaya yapıyorsunuz?. Bu olaylar sistemli organize olarak yapılmıştır tıpkı bundan öncekilerde olduğu gibi. Sizin göreviniz bunları Türk adaletine teslim ederek olayın aydınlatılmasıdır. Bu kişileri kimler yönlendirdi arkasında ki güçler kimlerdir. Bu olaylarla daha önceki yapılan saldırıların aralarında ne gibi bir bağlantı var. Bütün bunların aydınlatılması için bu failleri adalete teslim etmenizdir.
Bu saldırıları soruşturan savcılar sosyal medyadan tehdit ediliyor. Madem bu olaylar bireysel bir tepki peki neden savcılar tehdit ediliyor. Hukuk devletinde bağımsız yargıyı sağlayacak olan savcılar açıktan tehdit ediliyorsa adaleti kim sağlayacak? Savcıların tehdit edilmesinden daha vahimi ülkeyi yönetenlerin ve hemen hemen her konuya anında refleks veren Sayın Cumhurbaşkanı’ nın içişleri bakanın adalet bakanının hakimler savcılar kurulunun susmalarıdır. Bu savcılar görevlerini nasıl yapacaklar bu baskılar altında. Bu ülkede bir yönetim krizi var. İktidar artık yönetme kabiliyetini kaybetmiş durumda. Şayet siyasiler bile düşüncelerini görüşlerini özgür biçimde söyleyemeyecekse sokaklarda terör estirenler bir kapıdan girip diğer kapıdan elini kolunu sallayarak çıkıyorsa devlet hukuku sağlayamaz hale gelmişse bunun sonu adım adım kaosa sürüklenmedir. Bu ülkede hukukun tesisi ülkeyi yönetenlerin görevidir. Bu olaylar şeffaf bir şekilde aydınlatılmalıdır.
Siyasetçiler bir birimizin hasımları değildir. Siyasi partiler ancak ülkeye hizmet için biri birbirlerine rakipleridirler. Siyasetin dilinin yumuşatılmasının ülkemizde barış ve kardeşlik içerisinde siyasi mücadelenin yapılması için elzem görüyoruz. Ötekileştirici ve nefret dilinin bu ülkenin demokrasikültürüne yapılmış en büyük kötülüklerden birisi olarak görüyoruz.
Bizler İyi parti Amasya il başkanlığı ve gelecek partisi Amasya il başkanlığı olarak Türk siyasetine Türk basınına yapılan bu saldırıları nefretle kınıyoruz. Saldırılarda yaralanan arkadaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. Ve son olarak bütün siyasileri başta iktidar olmak üzere siyaseti demokratik kurallar içerisinde hukuk zemininde kalarak yapmaya ötekileştirici, kutuplaştırıcı dil kullanmamaya davet ediyoruz. Unutulmalı ki demokrasinin özü %99 hakkının hukukunun yanında %1 hakkı ve hukukunu koruyabilmekten geçmektedir.