Hicri yılbaşı ve muharrem ayımız
‘Muharrem ayı, İlahi bereket ve feyzin, Allah’ın ihsan ve kereminin bollaştığı bir aydır’
Amasya Belediye Başkanı Mehmet Sarı, Hicri takvimin başlangıcı olan Muharrem Ayı nedeniyle bir mesaj yayımladı.
Başkan Sarı mesajında; “Muharrem ayının içerisinde bulunuyoruz. “Allah’ın ayı” olarak adlandırılan Muharrem ayı, İlahi bereket ve feyzin, Allah’ın ihsan ve kereminin bollaştığı bir aydır. Allah’ın rahmetine ermek için önemli bir fırsat olan bu aya sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) “Şehrullahi’l-Muharrem” yani Allah’ın ayı demiştir. Haram aylardan biri olan Muharrem ayı, cahiliye toplumlarında bile kendisine hürmet edilen bir aydı. Haram aylarda savaşın yasaklanması, işlenen sevap veya günahlara başka zamanlarda yapılanlardan daha fazla mükâfat veya ceza verilmesi, yılın diğer aylarından farklı bir önem ve saygınlığa sahip bulunmaları sebebiyledir. Bakara suresi 217. ayette, haram aylarda savaşmanın büyük günah olduğu bildirilmektedir. Ayrıca Tevbe suresi 36. ayette, Allah katında ayların sayısının on iki ve bunlardan dördünün haram ay olduğu açıklanıp insanların o aylar içinde Allah’ın koyduğu yasağı çiğneyerek kendilerine zulmetmemeleri istenmiştir. Evet, Muharrem ayı içerisindeyiz… Sevgili peygamberimize ve O’na iman edenlere yapılan zulümlerin doruğa çıktığı bir zaman diliminde İsra suresi 80. ayet nazil oldu: “Ve şöyle niyaz et: “Rabbim! Girilecek yere doğrulukla girmemi, çıkılacak yerden de doğrulukla çıkmamı sağla, bana tarafından yardımcı bir güç ver!” Bu ayetin nazil olmasından sonra sevgili peygamberimiz (s.a.v.) hicret etmiştir” dedi.
Hicri takvimin başlangıcı olan Muharrem ayında, özellikle âşura günü olarak adlandırılan 10 Muharrem’de olağanüstü hallerin zuhur ettiğini ve Allah’ın ikramlarının peygamberlere ve onların ümmetlerine eriştiğini belirten Sarı; “Örneğin, Hz. Âdem’in (a.s.) tevbesi âşura günü kabul edilmiştir. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine âşura gününde demirlemiştir. Hz. İbrahim’in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan âşura günü çıkarılmıştır. Hz. Yakub’un (a.s.), oğlu Hz. Yusuf’un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır. Hz. Musa (a.s.) âşura gününde denizi yarmış, Firavun ile ordusu o gün sulara gömülmüştür. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından âşura günü kurtulmuştur. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur. Hz. İsa (a.s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir. Muharrem ayının böylesine büyük bir ay olduğu ve bu ayda kan dökmenin haram olduğu bilinmesine rağmen, 10 Muharrem günü; Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) oğlum dediği İmam Hüseyin (a.s.), ailesi ve 72 yareni şehit edilmiştir. Evet, İmam Hüseyin (a.s.) Efendimiz o gün 72 ok ve kılıç darbesiyle şehit edilmiş ve mübarek vücudu atlara çiğnetilmişti. Ancak bu olay, Müslümanlar arasında üzeri küllenmiş iman ateşinin tekrar alevlenmesini sağlamıştı. Müslümanların silkinip kendilerine gelmelerine vesile olmuştu. İmam Hüseyin’in (a.s.) şehadetiyle İslam, tekrar yeşermeye başlamış ve Ehl-i Beyt’in nefesi uzak diyarlara kadar ulaşmıştı. Bu nefesle nice milletler hayat bulmuş ve İslam’ın güzellikleriyle buluşmuştu. Nice güzelliklerin ve dirilişlerin yaşandığı bu ay, derin uykulara dalmış gönüllerin de dirildiği bir ay olur inşallah. Hz. Yusuf’un karanlık kuyudan çıktığı gibi, Hz. Yakup’un gözlerinin açıldığı gibi, Hz. Nuh’un tufandan sonra selamete erdiği gibi inşallah inandım diyen her Müslüman, haksızlık ve adaletsizlikle savaşan günümüz İmam Hüseyin’lerinin kıymetini bilir ve böylece; içinde bulunduğu kuyulardan çıkar, gözleri açılır ve selamete erer” diye konuştu.