KLİMA KULLANANLAR DİKKAT!

KLİMA KULLANANLAR DİKKAT!

Başhekimi Uzm. Dr. Selçuk Sezikli, özellikle sıcaklığın en yüksek hissedildiği bu günlerde sıklıkla başvurulan klimalarla ilgili uyarılarda bulundu.

Sıcak havalarda oda ısısını düşürerek konforlu bir ortam yaratmak için kullanılan klimaların, aynı zamanda hava yolu ile bulaşan mikroorganizmaların da kaynağı olabilmekte ve sağlığımız açısından ciddi sorunlara neden olabildiğine işaret eden Merzifon Kara Mustafa Paşa Devlet Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Selçuk Sezikli, “Klimadan kaynaklanan sağlık sorunları genelde klimanın aşırı kullanımı nedeniyle görülmektedir. Uzaktan kumanda ile basit bir parmak dokunuşu ile çalıştırabilme imkânı bulduğumuz klimalar, gereğinden fazla kullanımda değişlik sağlık sorunlarına yol açabilmektedir.

Vücut ani sıcak ve soğuk hava değişimlerine karşı kendini koruyamadığı için bu durum başta solunum yolu hastalıkları olmak üzere birçok hastalığa sebep oluyor. Vücuttaki termostat kendi ısısını bu kadar hızlı düzenleyemez. Bu nedenle iki ortam arasındaki geçiş yavaş olmalıdır. Genellikle sıcaklardan bunalanlar, klimaları çalıştırarak bir an önce sıcak ortamdan serin ortama geçmek istiyorlar. Oysa klimaların ortamı belirli zaman aralıklarında yavaş yavaş soğutmak için kullanılması gerekiyor. Örneğin, dışarıda sıcaklık 40 derece ise klima çalıştırılacak ortamda sıcaklığın aralıklarla 5’er derece düşürülmesinde fayda var” dedi.

Başhekim Sezikli, klimaların yol açtığı rahatsızlıklarla ilgili de verdiği bilgide; “Klima çarpması” Klimanın üflediği serin havanın karşısında durmak pek doğru değil; hele de dışarıdan terlemiş olarak gelmişseniz. Terin üzerinizde aniden soğuması ‘klima çarpmasına’ sebep olabilir. Boynunuz tutulabilir, başınızı çeviremezsiniz; nefes alırken göğsünüzde bıçak batar gibi ağrılarınız olabilir. Havanın doğrudan vücudunuza gelmemesi için klimaların ayarlanabilen kanatçıklarından yararlanabilirsiniz.

Klimayı çok düşük değerlere ayarlamak sağlık için doğru değil. İdeali, ısının 23-24 derece arasında, nispi nemin de %40-50 arasında olacak şekilde ayarlanmasıdır.

“Klima ateşi” Klima ateşine, air-condition sistemlerinden başka, evlerde kullanılan ve halkımızın kısaca “soğuk buhar” diye bildikleri nem yapıcı aletler ile akciğer hastalarına solunum yoluyla ilaç vermeye yarayan nebülizatör denilen aletler de neden olabilirler.

Hastalık, mikroplarla kirlenmiş air-condition veya nemlendirme sistemlerine maruz kalındıktan birkaç saat sonra ateşli bir hastalık gibi başlar. Belirtilerin ortaya çıkması nadiren 12 saati de bulabilir.

Şikâyetler genellikle hafta başında veya tatil veya dönüş günlerinde görülür. Bir süre kullanılmayan klimaların ilk çalıştığı günlerde de belirtiler daha fazladır.

Hastalarda ateş, titreme, kas ve eklem ağrıları, yorgunluk, halsizlik, bitkinlik… gibi daha çok gribi hatırlatan şikayetler vardır. İş yerine geldikten birkaç saat sonra başlayan belirtiler akşama doğru şiddetlenir ve gece eve döndükten sonra da devam ederse de, hastaların çoğu 24-48 saat içinde tamamen düzelirler. Bazı hastalarda nadiren şiddeti çok fazla olmayan öksürük, nefes darlığı ve çarpıntı gibi yakınmalar da olabilir.

“Alerjik zatürre” Klimaların sebep olduğu alerjik zatürree çocuklarda da görülebilirse de, daha çok 50 yaşın üzerinde olanlarda ve diğer akciğer hastalıklarının aksine sigara içmeyenlerde daha çok saptanır.

Tıp dilinde ventilasyon pnömonitisi olarak isimlendirilen alerjik zatürreeye, air-condition sistemlerinin nemlendirme bölümünde üreyen ve küf mantarları ve bazı bakteriler neden olmaktadır.

Klima ateşi ve alerjik zatürrenin önlenmesi, bu tür nemlendiricilerin su haznelerinin doğru bakımı ile mümkündür. Klima ve nemlendiricilerin bakımlarına özen gösterilmeli ve talimatlara uygun kullanılmalıdır. Bu aletlerde musluk suyu yerine distile veya demineralize su tercih edilmelidir.

Nemlendiriciler çamaşır suyu gibi dezenfektanlarla zaman zaman temizlenmelidir.

“Klima hastalığı (akciğer zatüresi-lejyoner hastalığı)” Klima yoluyla bulaşan en önemli hastalık “klima hastalığı” olarak da adlandırılan “lejyoner hastalığı”dır. Lejyoner hastalığı, Legionelle pneumophilia adlı bir bakterinin sebep olduğu bir zatürredir.

Bakteri klima sistemlerinin yanı sıra otel, hastane vb büyük yapıların su sistemlerinde de (soğutma kuleleri, su depoları, su dağıtım kanalları) bulunabilmektedir. Havaya dağılan bu bakterinin solunum yolu ile kişilerin vücuduna girmesi ile hastalık (zatürre) oluşmaktadır. Hastalığın en önemli belirtileri kuru öksürük, bulantı kusma, ishal, yaygın kas ve eklem ağrıları, baş ağrısı, halsizlik, huzursuzluk ve ateştir. Diğer zatürrelerden farklı olarak bu hastalıkta ishal daha yüksek oranda görülür. Hastalık otel, büyük ölçekli gemiler ve hastanelerde salgına neden olabilmektedir. Hastalığın önemli bir özelliği insandan insana bulaşmamasıdır. Bu nedenle bu hastalığı bulunan insanlardan kaçınmak doğru değildir.

Legionella pneumophilia bakterisi zatürre dışında sadece ateş ile seyreden ve hafif bir hastalık tablosu olan Pontiak ateşine de neden olabilir. Klimalı sistemlerin bulunduğu otel, işyeri ve evlerde yaşayanlar veya çalışan kişiler bu hastalık açısından risk altındadır. Bu bakterinin bulaştığı herkeste hastalık oluşmaz. Özellikle şeker ve kanser hastaları, kronik böbrek ve akciğer hastalığı olan kişiler, alkolikler, siroz hastaları ve sigara içen kişilerde hastalık oluşma riski daha fazladır. En yaygın kolaylaştırıcı faktör sigara içilmesidir.

Lejyonella hastalığının tedavisi belirli antibiyotikler ile yapılabilmektedir. Antibiyotiklerin hastalığın erken döneminde başlatılması tedavinin etkinliğini artırmaktadır. Bu nedenle klimalı ortamda bulunan kişilerde yukarda bahsedilen şikayetlerin meydana gelmesi halinde, bunu basit bir gribal enfeksiyon olarak değerlendirmeyip, bunun klimaya bağı bir zatürre olabileceğini akılda bulundurup tetkikler için uzman bir doktora başvurulmalıdır.

“Özellikle merkezi iklimlendirme sistemlerine sahip binalarda olmak üzere, bu hastalığın ve etken bakterinin yayılımını önlemek üzere Sağlık Bakanlığı tarafından ciddi önlemler alınmış, takibi sıkı olarak devam etmektedir. Öyleyse faydalı olan bu icadın zararsız bir şekilde kullanımı için basit kontrol önlemlerine uymakta fayda var. Su hazneli soğutma sistemlerinde mutlaka yaz başı ve yaz sonunda klima bakımının yapılması, temizlik ve dezenfeksiyonunun yapılması, filtrelerinin temizlenmesi veya değiştirilmesi gerekmektedir. Sulu sistem ile çalışan taşınabilir klimalar için de aynısı geçerlidir. Split denilen, gazlı iklimlendirme yapan sistemlerde ise bakım ve temizlik yeterlidir. Bu önlemlere dikkat ederek ve aşırı kullanımdan kaçınarak klimaların konforundan azami fayda görmek mümkündür” ifadelerini kullandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir